4 nikah 1 cenaze 1 bebek
bu yaz aylarına sıcaklar ve nikahlar damgasını vurdu diye söyleniyordum ki acı bir haberle sarsıldım. 8 yaşında bir meleğin gökyüzüne uçtuğunu öğrendim. 6 aylıkken hastanelerle, kemoterapilerle tanışan Atakan Şahin hayata veda etmiş. ailesi atakanı iyileştirebilmek için öyle bir mücadele destanı yazmıştı ki ölüm bu güzel meleğin yanına bile yaklaşamaz diye hissediyordum. üzüldüm.. çok üzüldüm.. ama insanın tükendiği nokta işte... aileye sabır dilemekten başka yapabilecek hiç birşey yok..
4 nikah mevzusuna gelince.. bu yılı "dünya çiftleşme yılı" ilan ediyorum. çevremdeki bilumum arkadaşımın üst üste evlilik haberlerini almamamın da tek nedeni bu.. yanlış anlaşılmasın, kesinlikle yaşlanmadım.. birinin nikahında bir başkasından mesaj geliyor, bilmem hangi gün, bilmem hangi yerde evleniyorum, seni de bekliyorum... yürüyün behhh.. kim tutar sizi.. çiftleşin, üreyin.. soyunuzu devam ettirin. yakında evli çiftler kendi aralarında görüşmeye ve benim gibi bekar kalan ve kalacak olan arkadaşlarını da yanlarından uzaklaştırmaya başlar herhalde. bir kadeh şarap eşliğinde akşam yemekleri, üzerine çay kahve, tatlı, meyve.. sohbetler.. hatta bir süre sonra ortalıkta dolaşan çocuklar.. ve dışlanan bekarlar... hoşgeldin yeni yalnızlıklarım..
hayır korkmuyorum.. hiç olmadı; ben de bir kedi alır, onunla sallanan sandalyemde yaşlanırım.
çocuk deyince... bu yazın sonunda bir de bebek bekliyoruz arkadaş ortamına.. kendisi de zaten çocuk olan bir arkadaşım bin bir türlü çelişkilerinin ortasına bir de bebek düşürecek. hadi bakalım hayırlısı.. merak içerisindeyim..
günün itirafı: cumartesi akşamı lise arkadaşımızın düğününde iki tane hatun önce çiçeği almak için birbirimizle, daha sonra da gelin simini alabilmek için 3 yaşındaki bir çocukla çekiştik. ben iki çekişmede de artanlarla yetinmek zorunda kaldım. şimdi haksız mıyım, kedi ve sallanan sandalye fantezisinde...
4 nikah mevzusuna gelince.. bu yılı "dünya çiftleşme yılı" ilan ediyorum. çevremdeki bilumum arkadaşımın üst üste evlilik haberlerini almamamın da tek nedeni bu.. yanlış anlaşılmasın, kesinlikle yaşlanmadım.. birinin nikahında bir başkasından mesaj geliyor, bilmem hangi gün, bilmem hangi yerde evleniyorum, seni de bekliyorum... yürüyün behhh.. kim tutar sizi.. çiftleşin, üreyin.. soyunuzu devam ettirin. yakında evli çiftler kendi aralarında görüşmeye ve benim gibi bekar kalan ve kalacak olan arkadaşlarını da yanlarından uzaklaştırmaya başlar herhalde. bir kadeh şarap eşliğinde akşam yemekleri, üzerine çay kahve, tatlı, meyve.. sohbetler.. hatta bir süre sonra ortalıkta dolaşan çocuklar.. ve dışlanan bekarlar... hoşgeldin yeni yalnızlıklarım..
hayır korkmuyorum.. hiç olmadı; ben de bir kedi alır, onunla sallanan sandalyemde yaşlanırım.
çocuk deyince... bu yazın sonunda bir de bebek bekliyoruz arkadaş ortamına.. kendisi de zaten çocuk olan bir arkadaşım bin bir türlü çelişkilerinin ortasına bir de bebek düşürecek. hadi bakalım hayırlısı.. merak içerisindeyim..
günün itirafı: cumartesi akşamı lise arkadaşımızın düğününde iki tane hatun önce çiçeği almak için birbirimizle, daha sonra da gelin simini alabilmek için 3 yaşındaki bir çocukla çekiştik. ben iki çekişmede de artanlarla yetinmek zorunda kaldım. şimdi haksız mıyım, kedi ve sallanan sandalye fantezisinde...
1 Comments:
hayra alamet değil, ben de bugün kötü bir haber aldım. çiçek, teller ve çocukla ayrıntıları da bi parça kalıcılaştıdım.
Yorum Gönder
<< Home