Çarşamba, Eylül 14, 2005

günlük niyetine bi yazı

Çocukluğumda ayrı odam olmadığı için hayatım salonda geçti, sokakta oynamayı da sevmezdim. Abim hepimiz adına kitap okurdu, sağolsun. Dolayısıyla tam bir televizyon çocuğu oldum. Buz pateni müsabakalarından, tarımla ilgili programların skeçlerine kadar herşeyi izledim.Televizyon izlerken ders çalışma alışkanlığım dillere destan bile olmuştu o zaman. Hatta dayımın cezaevindeki arkadaşlarından biri bununla ilgili bi karikatür bile çizmişti.

Peki pişman mıyım? Hayır tabi ki... çünkü eğleniyorum, hep de eğlendim.

diyeceğim şudur ki, eylül ayı itibariyle dizi sezonu başladı. Artık ortamlardan erken kalkıp, dizi ayarlı yaşama vakti benim için geldi.

Yeni dizileri irdelemeye de yakında başlarım... Ama geçen sezondan kalan bir "Aliye" vardır ki, vazgeçilmezim. Dün annemin "yeni bölümünü yayınlayacaklarmış" yalanıyla bir heves oturdum televizyonun karşısına ama Atv yapacağını yaptı, yayınlanan son bölümünü yeniden önümüze koydu. Tahmin etmeli, annemin beni eve erken getirmek için yalan söylediğini anlamalıydım.

Maçı izleyeyim bari dedim, açmamla Fenerbahçenin gol yemesi bir oldu. "Bir anlık hata, bir anlık hata, o adamı tutmazsanız olacağı budur" diye bağırıyordu spiker. İçimden bir kötülük yapıp, Fenerbahçeli bir suskuna, "Bir anlık hata" diye mesaj göndermek geldi, ama vazgeçtim.

Sonra TRT'de, ağdalı türkçeli, saçmasapan bir diziyi sırf, annemin "sonu ne olacak acaba, izleyecek başka birşey yok" ısrarları üzerine izlemek zorunda kaldım. Bu arada 3000 parçalık puzzle'mın hemen hemen 20 parçasını daha birbirine uladım. Nerden nereye geldim, yine çok uzun yazdım.

2 Comments:

Blogger AluminyumFolyo said...

3 tane anlık hata oldu evet.nedir!?

3:55 ÖS  
Blogger irispersica said...

canım aluminyumfolyo'm, ne kızıyon be! fenerbahçeye değil gıcıklığım. mesajın içeriğinin anlamıydı önemli olan :)

5:09 ÖS  

Yorum Gönder

<< Home