Cumartesi, Eylül 23, 2006

yazasım geldi

aylar aylar sonra 5 güncük yaptığım bir iznin verdiği enerjiyle merhaba...
ömrümünü tüketen, ruhumu sömüren, "ben gidiyorum, yetti garii..." deme özgürlüğümü bile anlayamadığım bir baskıyla elimden alan iş temposuna kısa bir ara verdim.
izmirdeydim, mutluydum, huzurluydum, kalp çarpıntılarım azalmış, yüzüme garip bir gülümseme yerleşmişti. üşenmedim, dert etmedim, sıkılmadım, sıkmadım...
yürüdüm, gezdim, izledim, yoruldum, bir çay bahçesi bulup çayımı kahvemi içtim, kitabımı okudum, kalktım, mağazaları gezdim, alışveriş yaptım, hem izmirli gibi hem tatilci gibi,
"zamanın randevusu yok burada" dedim, hiç strese girmedim, hiç olmadığı kadar çok gelen istihbarat telefonlarını usulca dinleyip, "kusura bakmayın ama izin verirseniz, ben izindeyim" dedim... "güzeldi" tatilin özeti..
ama bitti...
kurtlar sofrasına geri döndüm. bir şehri, bir işi, bir tatili güzel kılan insanlarmış, bunu bir kez daha anladım. bu kentte görmek, sesini duymak, gülümsemek, konuşmak istemediklerimin sayısı, sevdiklerim, özlediklerim, hep yanında olmak istediklerime oranla çoğaldıkça, ortak geçirilen zaman ters orantılı biçimde işledikçe; daha çok gidesim geliyor bu kentten...